Son İçerikler
- podolog
- Spotify
- eğitim seti
- araba koltuğu
- dijital topuklar
- guldali blog
- deriko blog
- atölye kedisi
- gitmek de kalmak da zor geldiğinde
- korona günlüğü
- blacklist
- netflix tavsiyeleri
- masallar ve toplumsal cinsiyet
- after life
- napoli romanları
- kayıp kızın hikayesi
- lavanta yağı
- film koması
- gıda dedektifi
- nst
- biberon ısıtıcıları
- güneş kremi
- şipşak tatlı
- korona virüsü
- covid19
- Aşk 101
- Yogaila
- the last czars
- terk edenler ve kalanlar
- into the night
- Çavdar tarlasında çocuklar
- pratik bilgiler
- yeni soyadının hikayesi
- peaky blinders
- mubi
- sven nordqvist
- eve dönüş şarkısı
- The end of the f***ing world
- ben orada değildim üstelik siz de yoktunuz
- falling inn love
/
1
alalı uzun zaman olduğu halde öylece kitaplıkta beklemede kalıp, bu karantina günlerinde ilaç gibi gelen jodi picoult kitabı. bir yanıyla çok zor bir konu, diğer yanıyla akışı ana karakterlerin bakış açısından ayrı ayrı okuyabilmek çok sürükleyici. epeydir bu kadar elimden bırakamadığım, hatta uykumdan feragat ederek okuduğum bir kitap olmamıştı. yer yer sinirlenip elimden bıraktığım da oldu, çaktırmadan tırnak yediğim de. kitapla alakalı yorumlar genelde eşcinsel hakları ekseninde haliyle, ancak sadece bu eksende değil din ekseninde, ilişkiler ekseninde, adalet ekseninde ve toplumsal baskı ekseninde de değerlendirilebilecek çok yönlü bir kitap olmuş. april yayıncılık’ın ellerine sağlık.