(bkz : falling inn love)

işte bu ya, minno minnoş, kız güzel oğlan güzel, ortam güzel, al çayını, sevdiğini yanına sakin sakin ağzını yaya yaya izle. oh be. Bolca klişe var, sonu en başından belli, ama kimin umrunda. bence oturun izleyin. yeşile doyarsınız, güzele doyarsınız. oğlan da yakışıklı daha ne olsun. filimdeki en uyuz tipin uyuzluğu bile hemen bitiveriyor. bir de keçi var. 

oyuncular Christina Milian ve Adam Demos. hamura gömüldüğümüz şu dönemde kızın bacaklarına ve poposuna bakmaktan kendimi alamadım. ama ne oldu sabah kalktım lahmacun yaptım. izlemek için müracat netflix.

Demet Evgar'ın kocaman gözlerini daha da açarak oynadığı, oyunculuğunu muhteşem bir şekilde konuşturduğu film. Aylar önce netflix'te görüp izlemeye fırsat bulamamıştım. Bence şu dönem yine izlenmemeli :) neyse başladık bir kere diyip devam ettim izlemeye. Kocasından tutun da çiçekçide çalışan çocuğa kadar tüm erkekleri paralamak istedim.  Zaten Demet evgar da sağolsun hepsini öldürdü. 

ama o nasıl bir öldürme şeklidir. izlerken gözlerine baktıkça korktum. film youtube da var. 

(bkz : all the bright places)

netflix'te bulabileceğiniz, Markey (Elle Fanning), sıra dışı ve sağı solu belli olmayan Theodore Finch (Justice Smith) ile tanışınca yaşam sevincini tekrar keşfeder. Jennifer Niven'in dünya çapında çok satan romanından uyarlanan türkçe ismi Hayatın Kıyısında olarak çevrilmiş film. Hafif sakin bişeyler izleyelim dedik, bana biraz ağır geldi açıkçası.  Yaşadığımız dönem ile alakalı da olabilir tabi. 

Kızın ablası 3 yıl önce kazada ölmüş, kız zaten tramva yaşıyor. çocuk desen babası tarafından şiddete uğramış. Kızın peşine takılıp zorla arkadaş olmaya çalışıp kızı hayata bağlıyor, e sonra bırkaıp gidiyor ve o da ölüyor.

şu dönem ölmeli film istemiyorum. filmde gidilen yerler, mekanlar çok güzel, bol yeşile doyuyorsunuz. alıntılar, konuşmalar vs de güzel. 

Kaçıncı gün olduğunu bilmiyorum artık. 5.hafta olduğunu biliyorum. Herşeyi evde yapmaya çalışmaktan biraz fenalık geldi. korona bitince ilk arayacağım kişi halı ve koltuk yıkamacı olacak.

ben hem sevdim hem zorlanıyorum. karı koca ikimiz de evden çalışıyoruz. yemek temizlik çocuklar iş öğrenci asistanlığı çocuk bakıcılığı hepsi bir arada. sıkılmaya vakit yok. evde olmayı çok sevdim o ayrı. ama iş yetiştirme stresim olmasa daha rahat olabilirim. 

Kendimce düzen kurdum. Sabah çok erken saatte kalkıp 3 öğünlük yemek hazırlayıp işe gidiyormuşçasına hazırlık yapıyorum. Gün içinde ne yiyeceğiz konusu beni strese sokuyor. 1 saatlik arada yemek hazırlamak ayrı bir sıkıntı. akşam üzeri herkes acıkmış oluyor yemeğin pişmesini bekleyemiyorlar. Sabahtan hazır etmek daha çok işime geliyor şuanda. hafta sonları daha eğlenceli, iş yetiştirme stresi yok. 

küçük ara ara öfke nöbetleri geçiriyor. sonra birden geçiyor. büyük daha bi adapte görünüyor. evde olmaktan hiç şikayet etmediler şimdiye kadar. 

bugün küçük ile konuştuk, bundan sonra çok sinirlendiğinde kimseye vurmaması gerektiğini, sağı solu birbirine katmaması gerektiğini söyledim. sakinleşmek için odasına gidebileceğini söyledim. Doğru mu yanlış mı ben de bilmiyorum. sonra sorduğumda sinirlendiğimde odama gidip sakinleşip geleceğim dedi. Gözümde 5-10 yaş büyüdü birden. büyük küçüğün sinir krizlerine mağlup gelip ağlamaya başladığında o da 5 yaş geriye gitmiş gibi geliyor. sonra ben de oturup ağlamak istiyorum ikisi ile birlikte.

sonra bir anda Tarkan'dan Yolla şarkısını açmış dans ederken buluyoruz kendimizi. 

Evin altını üstüne getirdik o ayrı :) odalar değişti eşyalar bile değişti, olanı ayırdık ayıkaldık vs. çocukların artık kendilerine ait ayrı odaları var. Şimdi de odama giremezsin kavgaları başladı. 

Bugün ne zaman normale döneceğiz değil de "artık normalimiz bu" şeklinde bi yazı okudum, yurt dışında böyle deniyormuş. Bunu normal kabul etmek ağır geliyor sanırım. Ama bunu normalimiz olarak kabul edip yaşamaya çalışmak mı gerekiyor bilemiyorum.

Artık hamur yoğurabilen bir eşim, sabah kahvaltılarını , kekleri, dondurmaları hazırlayan bir oğlum, yatağını düzeltebilen bir kızım var. 

sürekli buna da şükür diyip diyip yaşıyoruz. bir şeyden şikayet edeceğim zaman büyük günah işliyormuşum gibi geliyor ve hemen susuyorum, çok şükür buna da çok şükür, Allah başka dert vermesin derken buluyorum kendimi. 

kırmızı başlıklı kız masalına alternatif bir kitap. yavru kurtun ormanda gezmek istemesi üzerine annesinin oğluna verdiği nasihatleri okuyorsunuz. Hem dili hem de resimleri ile klasik kırmızı başlıklı kız masalından çok farklı. 

2009 yılı en iyi resimli öykü kitabı seçilmiş. 

sara şahinkanat'ın kaleminden yavru ahtapot olmak çok zor'u beğendiyseniz bunu da okumalısınız.

İlk uçurtma okulu. 3 yaş itibariyle öğrenci kabul ediyor ve ücretsiz eğitimler veriyor. 3-6 Yaş arasındaki çocuklar için kesme yapıştırma aktiviteleri de yaptırılıyor. 

Üsküdar merkezde yer alan uçurtma müzesi pazar günleri hariç 9:30-17:30 saatleri arasında hizmet veriyor.  Gitmeden önce randevu almak gerekiyor. 

doğum günü, ay, yıl, saat ve doğum yerine göre çıkartılmış bir haritadır.  Doğduğumuz anda ve coğrafyada, gökyüzündeki Güneş, Ay ve gezegenlerin konumları her kişinin kendine özgü ve özel astrolojik yıldız haritasını oluşturuyor. kişinin duruşu, görünümü başta olmak üzere hayatı, potansiyeli, imkanları hakkında pek çok bilgi veriyor. Bu haritalar temel alınarak kullanılan astrolojik tekniklerle geleceğe yönelik öngörümler yapılabiliyor.

rahim ağzındaki yaraları dondurma işlemine denir.  Kriyoterapi öncesinde hastaya smear testi yapılır ve sonuçlarına göre tedavi işlemine geçilir. Anesteziye ihtiyaç duyulmaz. Hızlı sonuç alınır. 

Kriyoterapi sonrasında ise 2 hafta kadar kokulu akıntı olabilir.